UNESCO’nun “dünya mirası kent” olmayan aday şehri Mardin kendine özgün atmosferi ile ziyaretçilerinin beynine ve gönlüne nakşeden özel bir mekandır. Her köşesi bir hazinenin bekçisi durumunda olan Mardin M.Ö 4500 yılından itibaren Süryanilerin, Sümerlerin, Akatların, Babil Krallığının, Asurluların, Perslerin, Bizansların, Arapların, Selçukluların, Artukluların ve Osmanlıların yerleşim alanı olmuştur.
Bu muhteşem şehri dolaşmak için Mardin Araç Kiralama seçeneklerinin en bol olduğu Otorento.com'dan aracınızı 2 dakika içinde kiralayabilirsiniz. Mardin Rent a Car için en uygun fiyatlı araçları Otorento.com'da bulabilirsiniz.
Milattan önceki zamanlarda güneş tapınağı olarak kullanılan Dayrulzaferan Manastırı taş ustalığının bütün inceliklerini sergileyen bir sanat şaheseridir. 5. Yüzyıldan başlayarak dönem dönem yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. Yüzyılda kavuşan Dayrulzaferan Manastırının başta Süryaniler olmak üzere Allah inancı taşıyan herkes için önemi büyüktür.
Güneş Tapınağı, Azizler Evi, Mor Hananyo Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi Dayrulzaferan Manastırının bölümlerindendir. Her bölüm ayrı bir insanlık hikayesinin mekanı, kahramanıdır. Otuz altı tane Süryani metropolit ve patriğinin mezarına ev sahipliği yapan Dayrulzaferan Manastırının Hıristiyan Dünyasında ayrı bir ehemmiyeti vardır.
Mardin Camilerinin en eskisi, Artuklu Hükümdarı Melik Salih zamanında inşa olunan Cami-i Kebir ya da diğer adıyla Ulu Camidir. Şehidiye Camii, Latifiye Camii, Necmeddin Camii, Emineddin Camii, Kızıltepe Ulu Camii, Artuklular zamanında yapılmış diğer tarihi camilerdendir.
Eski Mardin öyle bir şehirdir ki size kendinizi Ortaçağ'da bir gezgin gibi hissettirir. Açık renkli sarımsı taşın kesme taş işçiliğiyle mekana dönüştürüldüğü Süryani ve Ermeni mimarisinin özelliklerini taşıyan Mardin Evleri, Mazı Dağlarının güney yamaçlarında yapılanmıştır. Hepsinin kapıları Mezopotamya ovasına açılır. Güneş ışınlarının aksine düzenlenip sizi yazın kavurucu sıcağından koruyan arabaların giremediği labirent şeklindeki daracık sokaklarda yol alırken bir evin misafir odasının altından geçmekte olabileceğinizi düşünmelisiniz.Dünyanın hiçbir yerinde rastlayamayacağınız Abbaralar, Mardin'in geleneksel yapısının sembollerinden olan geçitlerdir. Bu tüneller aynı ailelerin farklı parsellerini, sokaklarını birbirine bağlar.
İpek yolu güzergahı üzerindeki Mardin medreseler, kervansaraylar hanlar ve ibadethaneler şehridir. Dünyanın ilk tıp fakultelerinden Kasımiye Medresesi, Artuklu tarihi eseri Zinciriye Medresesi ve tarihi M.Ö 530'lara dayanan Dara Harabeleri Mardin'e gelip de mutlaka görmeniz gereken tarihi mekanlardandır.
Tarih yolculuğuna ara verdiğinizde engin Mezopotamya ovasına karşı bir çay içebilir, “Beyaz Su” diye adlandırılan Mesire yerinde, şakır şakır akan suların arasına kurulmuş divanlarda ayaklarının suyun içinde otururken baharatlı ızgara alabalık yiyebilirsiniz. Kim bilir belki de tercihinizi Cercis Murat Konağında, Antik Sur Restoranda ya da ünlü Rıdo Kebap Salonundan yana kullanabilirsiniz.